Yazar yine zor durumdadır!.
Ne yazacağına bir türlü karar veremez.
Çünkü memleketin durumu; “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” kıvamında karışıktır.
Böyle zamanlar adına yazar deyip allayıp pullayıp süslediğimiz köşeci esnafı için en zor dönemlerdir.
Konu çoktur aslında.
Ama;
Hangisini yazayım fikri bir türlü yerine oturmaz.
Siyaset artık kabak tadı vermiştir mesela.
Sabahın ilk saatlerinde başlayan siyaset merkezli ülke gündemi gecenin son saatlerini de siyaset konuşarak bitirir.
Verimli bir alandır siyaset.
Konuşabilen herkes bu ülkede siyaset bilimci muamelesi görür.
Bunun siyasetçisi vardır.
Yorumcusu vardır.
Partilisi, partisizi vardır.
Yancısı bitmez.
Saha araştırmacısı, anketçisi, analizcisi eksik olmaz.
Siyaset bilimcisi, akademisyeni köşe başlarını tutmuştur.
Yerlerini bir tek deprem zamanlarında deprem uzmanlarına bırakırlar birkaç günlüğüne.
Hukukçularda siyaset dünyamızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir son dönemlerde.
Hukuk diliyle konuştuklarından sözleri için yemin etmeleri gerekmez fikri bu gurubun alfabesidir.
Ancak aynı kanunun, aynı maddesinin yorumunda bir türlü uzlaşamamalarının neden hala anlaşılabilmiş değildir nedense.
Onlara kalırsa hepsi haklıdır.
Sıkıntı o kanunun, o maddesinin yazılımından kaynaklıdır.
Avukatların avukatlarının ve onlarında avukatlarının tutuklanması bu nedenledir büyük ihtimalle.
Sırf bu nedenle bile siyaset yazmak, siyasilere bulaşmak köşeci esnafı için sakıncalı bir konudur.
Siyasetten vazgeçip rotasını ekonomiye çevirmek isteyen yazarı daha da zor bir mecra bekler.
Nedeni basittir.
Bir türlü yerinde duramayan ekonomimizin durumu hepsi birbirinden kıymetli ekonomistlerimizin de kafasını karıştırır çünkü.
Bu nedenle çoğunun kafası avara kasnak gibi boş döner.
Yorum yapıp birkaç saat sonra boşa düşmemek için ketum davranır, fikirlerini öyle ulu orta paylaşmazlar.
Yazar yine çıkmaz sokaktadır sizin anlayacağınız.
Sermaye dünyası ona yabancıdır.
İşçi alemi kendi derdine düşmüş, 1 Mayıs’ı nerede ne nasıl kutlayacağına karar verebilmiş değildir.
Üstelik kutlanacak bir şey kalıp kalmadığı konusu da tartışmalıdır.
Yerel yönetimler konusu da eskiden olduğu kadar bereketli değildir köşeci esnafı açısından.
Görmüyorum.
Duymuyorum.
Umurumda da değil zaten sisteminde çalışır büyük çoğunluğu.
En iyisi eski usul mevsimlik yazılardadır yazarı kurtaracak çare.
Sineklerle mücadele yetersiz diyerek başlar yazıya.
“Yöneticimiz uyuyor mu” klişesi ile de bitirir.
Günü kurtarır.
Darısı gelecek yazıyadır artık.
**
Sevdiğim laflar:
“HER TAŞ BAŞ YARMAZ!..”