Bizim Beyefendi’nin olası genel başkan adaylığını desteklediğim yazıma yüklüce eleştiri aldım.
Eleştiri dediğime de pek bakmayın.
Sevenlerimizin sitemi olarak düşünün.
Birkaç tane “sende mi” eleştirisi hariç.
Sende mi diyenleri aydınlatmak için söylüyorum,
Benlik bir durum söz konusu değil.
Duruşumda bir değişiklik yok.
Düşüncelerimde bir değişiklik yok.
Benimkisi sadece bir durum tespitidir.
Burada özne CHP’dir.
Kamuoyundan çok güçlü destek bulduğu bir dönemde partinin ana yönetim mekanizmasının yalpalamasına, güven sorunu yaşamasına dikkat çekmektir amacım.
Çok başlı bir yönetim görüntüsü partinin yumuşak karnıdır bugün.
Kamuoyunu meşgul eden isimler farklı olsa da hepsinin amacının ne olduğu malumdur.
Dereyi görmeden paçaları sıvayanlar kendi gelecekleri için uğraşırken, futbol deyimiyle orta sahada top çevirip kamuoyuna şirinlik yaparken partinin vizyonu, hedefi ikinci plana itilmektedir.
31 Mart sonuçlarını yaratan rüzgar giderek diniyor oysa.
Yeni bir rüzgar yakalamak kolay olmayabilir.
Ve şu unutulmasın;
Cumhurbaşkanı adayı olma ve kazanma rüyasında yaşayanlar yarın yolun ortasında kalırlarsa asıl ortada kalan CHP ve ona umut bağlayan milyonlarca insan olacaktır.
Bizim Beyefendiye ve genel başkanlık düşünmesine gelirsek;
Neden olmasın derim yine.
Aday olmaya hakkı vardır.
Mevcut yöneticiler kadar bilgi, birikimi ve deneyimli bulurum.
Ortada iki dönem milletvekilliği yapmış bir siyasetçi vardır.
Öyle veya böyle ikinci kez belediye başkanlığını kazanmıştır.
Dudak büküp beğenmesek de yüksek yüzdeli bir oy almayı başarmış bir siyasi figürden bahsediyoruz.
Belediye başkanlığında başarısız bulurum.
Yiyelim, içelim, eğlenelim, hesapta vermeyelim tarzındaki belediyeciliğini de en çok ben eleştiririm.
Bu başka bir konudur, beyefendinin ülke siyasetine uygun, becerili bir siyasetçi olduğunu kabul etmem başka bir konudur ve beğenip beğenmemekle uzak yakın bir ilgisi de yoktur.
Öte yandan Özgür Özel’in Cumartesi günü yaptığı başkanlar toplantısındaki konuşmasından anladığımız tüm sosyal demokrat belediyelerin ortak yönetim tarzının parti talimatı ile böyle olduğudur.
Bu şehrin bir yaşayanı olarak yerel ve genel siyaset üzerine farklı düşüncelerimin olması da bana göre gayet normaldir.
Elma ile Armut’u, iyi ile kötüyü, taraf ile tarafgirliği karıştırmaktan çok çekmiş ve çekmeye devam eden bir toplum yapımız olduğunu her fırsat ve ortamda söyler, kendimizi eleştiririm.
Demem o ki;
Eleştirdiğimi yapmamı da kimse benden beklemesin.
**
Sevdiğim Laflar:
“AKLA GELMEYEN BAŞA GELİR!..”