HEDİYE EROĞLU
Mersin’de Toroslar Belediye Meclisi’nin Aralık Ayı Toplantısı’nın 1. Birleşimi, Yunus Emre Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda yapıldı.
Toplantıda CHP’lilerin kayyum tepkisi vermesi Cumhur İttifakı’nı kızdırdı. İktidarı savunan Cumhur İttifakı mensubu meclis üyelerinden AKP’li Celal Ata, Toroslar Belediyesi’nin de kayyum ataması ile gündeme getirilmesine karşı olduklarını dile getirdi.
“TARİHİ ARSLANKÖY SÜRGÜN YERİ OLARAK ANILMASIN”
Toplantıda daha sonra söz alan MHP’li meclis üyesi Mehmet Özalp, “Arlanköy, Çukurova’nın kurtuluşu ile alakalı ilk meşalenin yakıldığı yerdir. Ayrıca Arslanköylü kadınların muhtarlık seçiminde verdikleri oyun hükümsüz sayılması noktasında sandığa sahip çıkılması noktasında zaten literatürlere geçmiştir. Böyle özellikleri olan köyde, yaklaşık 7 aydır değişik arkadaşlar görüyorum, ‘Belediyeden beni buraya sürgüne gönderdiler’ noktasında bir cevap işitiyorum. Yani biz Arslanköy olarak sürgün yeri olarak anılmak istemiyoruz. Oraya gönderdiğiniz belediye personeline, orada gerekli konforu sağlayarak, Arslanköy’de belediyenin irtibat bürosu olarak yer gösterip, sobasını verirseniz veya o arkadaşları burada masa başı iş verip, işlerini yapmıyorlarsa, tutanak tutarak gerekli işlemleri yapmanızı istiyoruz” dedi.
BAŞKAN ÜZÜLDÜ
Daha sonra söz alarak eleştirilere yanıt veren ve taleplere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız ise öncelikle Arslanköy melesine değindi. Arslanköy’ün demokrasi tarihinde önemli merkezlerden biri olduğunu ifade eden Yıldız, “Gerçekten oradaki kadınların dayanışması ve direnişi, kurtuluş savaşında verdikleri mücadele Mersin için önemli örnekler teşkil etmiştir. Mersin’in de ilk beldesidir. Neredeyse Mersin kadar eski bir belediyedir. Orada yerleşik bir kısım kurumlar var. Bizim de çalışma alanlarımız var. Orada çalışan arkadaşlarımızın kendilerini sürgünde hissetmeleri beni üzdü. Sonu itibariyle kimsenin bir yerden bir yere sürgün edildiğimiz yok. Bu kültür merkezinde çalışıp sesi yöneten arkadaşımız da belediye personeli, sabahın saat 5’inde kalkıp sokakları süpürmeye başlayan emekçi de belediyemizin çalışanı. Yine gecenin bir vakti evlerinizin önündeki konteynerleri boşaltanlarda, imarda plan çizen şehir plancısı da, pazarda gezen belediye mamuru da her biri belediyemizin personeli. Dolayısıyla bu çalışma alanlarından her hangi birisi için arkadaşlarımızın kendilerini sürgünde hissetmeleri üzerine düşünülmesi gereken bir durum. O ki biz bu memleketin her santimetrekaresinde gönüllü olarak çalışmayı kabul etmiş insanlarız. Mersin gibi Toroslar gibi çok güzel bir yerde yaşayan, bu şansı elde etmiş insanlardan biriyiz. Bu kentte hizmet etmek varken, arkadaşlarımızın kendilerini sürgünde hissetmeleri ve bunu belediye meclisine taşımaları beni üzdü. Toroslar belediye personelinden hiç beklediğim bir şey değildi. Orada hizmet etmekten ar duyulacak, çekinilecek, gocunulacak her hangi bir şey yok.
Birilerinin aklına yeni bir bina yapmak, çalışanları daha ferah bir ortamda çalıştırmak kimsenin aklına gelmemiş. Belediyemizin yeni birası için çalışmalara başlıyoruz. Önümüzdeki birkaç ay içinde bunu yapacağız.
Arslanköy’de çalışan arkadaşların şikayeti beni derinden üzdü” dedi.
“BEN DE SONUNA KADAR ELEŞTİRİLMEMİZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”
Kayyum tartışmalarına ilişkin de konuşan Başkan Yıldız, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; ‘Bir yere seçilmişseniz en ağır eleştiriyi sinkaf, küfür olmaksızın almayı göze almışsınızdır’ der. Ben de sonuna kadar eleştirilmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü eleştiri aynı zamanda büyüten, geliştiren bir şeydir.
Ben de kayyumu kabul etmiyorum, kayyumun doğru bir şey olmadığını defalarca söyledim, yine söylüyorum. Belediye başkanı bir suç işlemişse ondan sonraki sürecin nasıl olacağını kanun tarif ediyor. Ama kayyum atandıktan sonra belediye meclis üyelerinede kayyum atanıyor. Bunun dışındaki tartışmalar bazen incitici olabiliyor. Kullandığımız kelimelere, kavramlara dikkat etmek lazım.