Son günlerde kimi görsem, iki çift laf etmeye kalksam konu Bizim beyefendiye geliyor, getiriliyor.

    Niye yazmıyorsun diyorlar.

    “Yazmıyorsun” mevzusunu özetleyeyim;

    Bizim Beyefendi’nin başında durduğu kurumun bazı elemanlarının zorla güzelleştirme operasyonuna muhatap olup, kulağımızın içinden, donumuzun lastiğine kadar kimyasal boyaya, boşta gezen tavuk yumurtasının sarısına bulandırıldığımız cezalandırılma operasyonunu hatırlatıyor arkadaşlarımız.

    Burada aydınlatayım merak edenleri.

    Adalet işledi.

    Kararını verdi.

    Bizi güzelleştiren ergen akıllı çocuklara “öyle başıboş gezmeyin bir daha” türünden cezalar verdi.

    En azından benim anladığım bu.

    Yani;

    Sonuç ne derseniz;

    Söyleyeyim;

    Kimsenin tırnağı acımadı.

    Sevindim bile;

    Sağ salim davayı bitirdik.

    Kimsenin özgürlüğü kısıtlanmadı.

    Bize de renkli bir ders oldu gelecek adına.

    Şimdi Özgür özel Beyefendi’ye yapılan saldırıyı konuşuyoruz.

    Kabul edilemez olduğu konusunda mutabıkız.

    Saldırıyı kimin yaptığından çok daha önemlisi; varsa bu hain saldırıyı kimlerin yaptırdığıdır.

    Kimlerin göz yumduğudur.

    Kimlerin görmezden geldiğidir.

    Kimlerin sessiz kaldığıdır.

    Adaletin vakit geçirmeden tecelli ettirilip, ettirilmeyeceğidir.

    Güzelleştirme operasyonu deyip bana ve gazeteme yapılan saldırıyı bir malzeme olarak kullanmamaya özen gösterdiğimi herkes bilir.

    Açıkça üstlenmelerine rağmen CHP’yi olaya karıştırmamak için nasıl çabaladığımı da yakın dostlarım bilir.

    Kim yanımızda yer aldı.

    Kim basın özgürlüğü olarak gördü destek oldu.

    Kim “önce adalet” duygusuyla yanımızda saf tuttu.

    Kim koştu, geldi.

    Kim duymaza.

    Kim görmeze.

    Kim anlamazlığa yattı.

    Biliyoruz.

    Onlarda biliyorlar.

    Biz değil ama birileri ”adalet kim vurdu ya gitmiş yani” dese kimseler kızmaz bu memlekette.

    Dönüyoruz Özgür bey’e;

    Ülke içtimada.

    CHP’liler ayakta.

    Ağlıyorlar ki;

    Bugün için haklarıdır.

    Hesap sormak.

    Adalet beklemek.

    Olması gerekendir.

    Peki;

    Bize yapılan saldırıya gözlerini kapatan, hatta o çocukların sırtını sıvazlayıp aferin bile demiş olabilecek malum zihniyet nerededir.

    Soru olarak almayın.

    Bir tesbit yapın.

    Kiminledir.

    Kimlerledir.

    Hala aynı otlağın sahibimidir o zihniyet sahipleri.

    Yoldaşlar.

    Yandaşlar.

    Troller.

    Hala o otlaktan mı beslenmektedirler.

    Otlak aynı kalacaksa.

    Otlak ağası aynı kafa olacaksa.

    Otlak sakinleri saldırı kendi başlarına gelene kadar değişmeyecek, adalet nerde diye sormayıp, aramayacaksa;

    Özgür bey neden, kime şikayetlenmektedir?.

    Cevap bekleyen soru şudur;

    Fark nerededir?.

    Farkınız nedir?.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “AYVAZ KASAP, HEP BİR HESAP!...”