Siyaset dünyamız hareketli günlerden geçiyor.
Ama üç günde her şey olağanlaşıyor.
Aslında olağandışı demek daha doğrudur yaşadıklarımızı anlatabilmek ve sindirebilmek için.
Ne anlayacak kadar, ne de sindirebilecek kadar zaman veriyor yeni düzeni yazan senaristler.
Ya da bana öyle geliyor.
Biri bitmeden bir diğer can alıcı bölüm başlıyor.
Bahçeli’nin terörist başını meclise davet eden çıkışından bu yana üç günde bir yaşıyoruz bu gel git hallerini.
Tek normal olan iktidarın durumu.
İktidar kanadı bıraktığımız yerde duruyor.
Değişiklikte yok, değişim işareti de.
“Geri adım” algısı yaratabilecek tüm köprüleri attılar.
Yani;
O viraj çoktan geride kaldı bana göre.
“İnatlaşma” dönemindeler artık.
Hatta;
Mecburlar.
Bunu gördük, yaşadık; yaşamaya da devam edeceğiz.
Asıl mesele muhalefet kanadında anlayacağımız.
Bu kanat yeni bir yol arayışında.
Tabi gözler CHP’de.
Ne yapacak?.
Nasıl bir yol izleyecek?.
Lokomotif olabilecek mi?.
Blok bir muhalefeti taşıyabilecek duruş sergileyebilecek mi?.
Olağanüstü kurultaydan çıkarabileceğimiz sonuç genel anlamıyla olumludur bana göre.
CHP beklenenden çok yol kat etti bu kurultay ile.
İmamoğlu gözden çıkarılmadığı gibi pozisyonu iyice tahkim edildi.
Özgür Özel israrı “şimdilik” lider vasıflı genel başkan yarattı gibi.
Parti içi muhalefet olası bir erken seçime kadar geri püskürtüldü, hatta saflar sıklaştırıldı.
Yani;
Bir taşla birkaç kuş vurulup İmamoğlu ve Özgür Özel adına dikensiz bir gül bahçesi yaratıldı ana muhalefet partisinde.
Üstelik kırıp dökmeden, küskünlükler yaratılmadan.
Başarıdır.
Ama geçmiş göz önüne alındığında kenarda, köşede hatta pusuda bekleyen soruda çoktur, yorumda.
Dikensiz gül bahçesi demek ne kadar kolaysa da yeni yönetim birçoklarına göre hala bir taş atımı mesafededir, taşlanmaya müsaittir, o fırsat görüldüğü anda şiddetle taşlanacaktır.
Hepimizin bildiği üzere bizim topraklarda da taşlamak en kolay işlerden biridir, belki de birincisidir.
Çok bekleyeceğimizi sanmıyorum.
Üç beş güne kalmaz başka şeyler konuşuruz.
Yeni bir döneme girdiğimiz ortada.
Sorular sıraya dizilmiş cevap bekliyor.
Kimin yolu için döşeniyor taşlar.
İlerlediğimiz mecra doğal mı?.
Suni mi?.
Dayatma mı?.
Turpun büyüğü hala heybede mi?.
Demem o ki;
Bizlere biçilen model ne?.
Cam tavan mı?.
Yengeç sepeti mi?.
**
Sevdiğim Laflar:
“TARİH ESKİLERİ ANLATMAZ YENİLERİ YARATIR!..”