İBRAHİM YÜNCÜLER
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin 6 Nisan'daki olağanüstü kurultayında Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını "19 Mart darbe girişimi" olarak nitelendirmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan için de "cunta başı" ifadesini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise kendisine "cunta başı diyen" Özel hakkında 500 bin liralık tazminat davası açmıştı. Özel'in "cunta" sözlerinin ardından CHP ve AKP aarasında başlayan tartışma Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) de taşındı.
“SİYASETÇİLER CEZAEVİNDEYSE HİÇBİR ŞEY OLMUYOR”
Meclis Genel Kurulu'nda söz alan CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'daki görüşmesini "ibretle ve üzülerek" izlediğini dile getirdi. Devletin "parti devleti" haline getirildiğini öne süren Başarır, "'Benden değilsen bir hiçsin'. Valiye, kaymakama, başsavcıya, YÖK'e, rektöre ulaşamazsın; o çocuklar sokakta kalır." diye konuştu. Bu durumdan hoşnut olmadıklarını söyleyen Başarır, "Burada yasa yapmak, gündemi konuşmak, elektrik zamlarını konuşmak, halkın sorunlarını tartışmak istiyoruz ama demokrasi olmazsa hiçbir şey olmuyor. İnsanlar, çocuklar, siyasetçiler cezaevindeyse hiçbir şey olmuyor." ifadesini kullandı.
“MİLLET İBRETLE İZLİYOR”
Milletvekili Başarır'ın sözlerine ise AKP Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül'den yanıt geldi. Türkiye'de kimin iktidara geleceğine milletin karar vereceğine işaret eden Gül, "Bu anlamda Türkiye'de iktidara talip olan bir partinin uygulamış olduğu siyaset tarzını milletimiz hayretle, ibretle izlemektedir. Türkiye'de milletin iradesiyle sandıktan seçilmiş bir kişiye, bir yönetime 'cunta' ifadesini kullanmak asla kabul edilebilir bir şey değil." diye konuştu.
“FAŞİZAN BİR ANLAYIŞ”
Gül, milletin oylarıyla seçilmiş bir kişi ve yönetim için "cunta" ve "12 Eylül dönemi buradan daha iyiydi" demenin, asla kabul edilebilir olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Daha muhalefetteyken milleti ötekileştiren, çikolata markalarını, gittiği bakkal dükkanlarını bile ötekileştiren, ayrıştıran, sosyal bölücülük yapan bu anlayış gerçekten ama gerçekten milletimize yakışmıyor. O yüzden milletimiz her seçimde Recep Tayyip Erdoğan'ı, AK Parti'yi destekliyor; CHP'ye de muhalefet görevi veriyor. Türkiye işine bakıyor; kendi gündeminde ve vakti geldiğinde yine milletimizin iradesiyle, milletimizin vermiş olduğu oylarla yönetilmeye devam edecektir. Bu ülkenin gelişmelerini, gündemini yabancı bir ülkeye şikayet eden, bu ülkede milletin kendi sermayesiyle, alın teriyle çalıştığı dükkanlardan 'alışveriş yapmayın' diyen bir anlayış, Türkiye'de gelişmelere karşı sessiz kalanları bile ötekileştiren bu anlayış, faşizan bir anlayıştır. Türkiye'ye bu dilin, bu siyaset tarzının hiçbir faydası yoktur."
ÖZEL MAHALLE BASKISINA DAYANAMAYARAK...'
Siyasi gündemlerin tartışılması ancak sosyolojik bir fay hattı olarak bunun bir bölünme, ayrımcılık ve ötekileştirme noktasına getirilmemesi gerektiğini söyleyen Gül, "CHP nedense ilk başta yumuşama siyasetleriyle bir hamle yaptı ama muhtemelen Sayın Özel kendi mahallesinin de baskısına dayanamayarak, tekrar dejavu ile CHP, eski anlayışına, ontolojik varoluşuna dönmeye çalışıyor. Bunun CHP'ye de Türk demokrasisine de faydası yoktur." ifadesini kullandı.
Abdulhamit Gül, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna işaret ederek, "'Cunta' dediğiniz silahı, tankı, tüfeği alır, millete savaş açar ama Recep Tayyip Erdoğan milletin oylarıyla millete savaş açanlarla mücadele etmiştir. Cuntayla mücadeleyi de sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.