Mersin’in en büyük özelliklerinden biridir farklı demografik yapısı.
Türkçesi;
Çok çeşitli, zengin bir nüfus yapısına sahiptir.
Ve Mersinliler için övünç kaynağı olmuştur yıllardır.
Huzur.
İstikrar.
Hoşgörü.
Barış.
Birlikte yaşamanın çimentosu olmuştur bahse konu yapı.
Gelene “neden” diye sorulmamış;
“Hoş geldin” denmiştir hep.
Bu yazdıklarım ne yazık ki “miş’li” geçmişte kaldı.
Bu gün “deforme” olmuş durumda bu yapı.
Ezilmiş, hırpalanmış, sürüklenmiş, kimliksizleştirilmiş ve sahipsizlik algısı ile tutsak edilmiş bir yapı var.
Akdeniz başta olmak üzere, tüm merkez ilçelerimizde durum böyle yazık ki.
Kabul etmemek, karşı çıkmak, ayak diretmek bir şeyi değiştirmez.
Gerçek karşımızda ve çıplak.
Demografik yapıdan;
Deforme olmuş yapıya.
Tomografik kurnazlıkların devreye girdiği, baştacı yapıldığı bir dönem.
Ağalık düzeninin kalabalığı takip etmesi.
Ardışık göç diyorum ben bu olguya.
Düzen, düzülen kelimelerini uygun sıralamada kullanmak daha aydınlatıcı olur aslında.
O da sizin yaratıcılığınıza kalmış.
Şalvarlı, şapkalı düzen eski;
Kravatlı, fötrlü düzen yeni.
Kalabalıklar yaşama tutunmaya çalışırken, bu tomografik uyanıklar kent yönetimlerine tutunuyor.
Siyasi partilerde mevzi kapıyor.
Önce kendilerini, sonra birbirlerini pazarlayıp kalabalıkların sözcülüğüne, temsilciliğine soyunuyorlar.
İhtiraslı yöneticilerin gözüne girdikten sonra işleri kolay.
Artık onlar her devrin adamları.
Gelen ağam, giden paşam deyişinin temsilcileri.
Tuzları kuru.
İşleri yolunda.
Trol olmuşlar.
Yandaş olmuşlar.
Yoldaş olmuşlar.
Özellikleri hep aynı;
Sermayeleri çeneleri.
Her yerde görünmeleri.
Durumdan vazife çıkarmaları.
Birbirlerini her platformda kollamaları.
Özellikle medyanın içine sızmaları.
Gerekirse güç sahibinin yoluna yatmaları.
Mersin’i bu “çıkar” çetesi yönetiyor yıllardır.
Her yerdeler.
Hazır kıta bekliyorlar.
Ki;
Araya kimse girmesin, çember bozulmasın, kimse uyanmasın.
Herkes zamanı gelince gidiyor;
Bunlar duruyor.
Aynı yerde bekliyorlar ki; yoluna yatılacak yeni ağaları, paşaları gelsin.
Düzen sürsün.
Düzülen ekmeğinin peşinde zaten dünyadan haberi yok.
Uyanmasın yeter.
“Kim bunlar” demeyin.
Kafanızı kaldırıp bakın göreceksiniz.
Hepiniz tanırsınız bu gücün “hınk” deyicilerini.
Bunların yüzündendir Mersin’in eskisi ile öğünüp, yenisi ile ağlaması.
**
Sevdiğim Laflar;
“BAŞKALARINA YARAMAYAN AKIL, SAHİBİNE ZARAR VERİR!..”