Bir İskandinav atasözü şöyle der;   

    “Sadece ölü balıklar akıntıya kapılır.”

    Buradan Bay Özgür Özel’in tekerlemeye dönüşen “bana güvenin”  lafıyla girdiği komisyon meselesine geleceğim.

    Parti tabanında ve partisiz ama CHP’ye yakın seçmende tepkiler devam ediyor çünkü.

    “Bana güvenin” diyor Bay Özgür.

    Ama;

    Neden güvenmemiz gerektiği konusunda iç açıcı, aydınlatıcı, şahsına güven verici bir söylemde bulunmuyor.

    Kolon diyor.

    Çivi diyor.

    Çaktırmam diyor.

    Diyor da;

    Referansı nedir söylemiyor, söyleyemiyor.

    Meclis çatısı altındaki masum diyebileceğimiz komisyonlarda bile partisi başta olmak üzere muhalefetin başına gelenleri hatırlamıyor mu?.

    Veya;

    Dilinden düşürmediği “Türkiye’nin birinci partisi” CHP’nin içerisinden “bir duralım, düşünelim arkadaşlar” diyebilecek hiç kimse yok mu?.

    “Tabanımız ne der, ne düşünür” diye meraklanan bir siyasetçi çıkmaz mı?.

    Yine söylüyorum;

    Parti tabanının düşüncesini sorma gereği bile duymadan adı bile güç bela konulabilen komisyona balıklama dalmak izaha muhtaç bir hamledir.

    Yine merak konusudur ve önemlidir;

    CHP’nin milleti bu konudan uzak tutmanın aparatı olarak kullanılma ihtimali varmıdır mesela.

    Özgür Özel bu akıllara takılan sorulara toplumu ikna edici bir açıklama getirmeden “bana güvenin” diyemez.

    Yok; eğer tek adamlığa özeniyorsa;

    ”Ben ne dersem o olur” diyorsa bu daha da kötüdür.

    Önce partisinin imajı yıkılır.

    Ardından bu güne kadar verdiği takdire değer mücadelenin çok özel başka hevesler için yapıldığı tartışılır ki;

   Sonucu bay Özgür Özel’in siyasi hayatının bitmesine kadar gider.

   Beraberinde de Türkiye’nin birinci partisi gerçeği sonu hüsranla biten bir hikayeye dönüşür.

    Yani bu işin vebali Özgür Özel’in taşıyamayacağı kadar büyüktür.

    Yarın o komisyonda Cumhuriyetimiz adına bir kaos yaşanırsa oluşabilecek hasarı Özgür Özel değil hepimiz ödeyeceğiz.

    Bay Özgür Özel önce bunun farkına varmalı.

    Tabanını ikna edebilmek için hala bir zamanı olabilir.

    Bugün çok önemli bir kavşakta Türkiye.

    Çıkacak sonuçların bizi nereye götürüp bırakacağını, nereye kadar veya nasıl  götüreceğini kim bilebilir?.

    “Kapalı” toplantılar kararı ile CHP ilk golü yemiştir bana göre.

    Saha da “Kararsız” davranışlar gösterirseniz kalenizde başka goller görmenizde kaçınılmaz olacaktır haliyle.

    Süreç bizleri nereye götürür bilemem.

    Olumlu ve onurlu sonuçlanmasını umarak bekleyenlerdenim.

    Aksi takdirde kabak Bay özgür Özel’e patlar.

    Ama hasarın sorumluluğu CHP’nin üzerine kalır.

    Bu nedenle “bana güvenin” lafı ayıptır.

    Abesle iştigaldir.

    Aymazlık değilse;

    “Hasarı CHP’ye yıkarım” senaryosunun girişidir.

    Umarım yanılırım, yanılırız.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “ABDAL’IN DOSTLUĞU KÖY GÖRÜNÜNCEYE KADARDIR!..”