HEDİYE EROĞLU
Mersin’de kadınlar, Ayşenur ve İkbal’in öldürülmelerinin yıl dönümünde bir araya gelerek yürüdü. “Anmak yetmez, hesap sormak için yürüyoruz” sloganıyla Pozcu Alanya Sokağı’nda toplanan Kadın Dayanışma Komiteleri ve çok sayıda yurttaş, kadın cinayetlerine karşı tepkilerini dile getirdi.
“Düzeniniz batsın kadınlar yaşasın, katillerden hesabı kadınlar soracak, boyun eğme katillerden hesap sormak zorundayız” sloganları atan kadınlar, “Her gün öldürüldüğümüz bu düzeni yıkacağız” pankartı taşıdı.
“HER GÜN, ÖLEN KADINLARIN ARASINA YENİ BİR İSİM EKLENİYORSA YAD EDİP DAĞILAMAYIZ, HESAP SORMAK ZORUNDAYIZ”
Eylemde Kadın Dayanışma Komiteleri adına açıklama yapan avukat Derya Demir, İkbal ve Ayşenur'un canice öldürülmelerinin üzerinden 1 yıl geçtiğini, bugün burada onları anmak için bir arada olduklarını söyledi. Demir, “Ama biliyoruz ki anmak yetmez, yetmiyor dostlar. Bu ülkede her gün, ölen kadınların arasına yeni bir isim ekleniyorsa yad edip dağılamayız, hesap sormak zorundayız.
4 Ekim 2024’te hepimizin hafızasına kazınan bu cinayetler işlendi. O tarihten 1 Ekim 2025’e kadar aradan geçen 362 günde 472 kadın cinayete kurban gitti. Yani bu ülkede her gün en az bir kadın cinayeti işleniyor. Üstelik bu sayıya şüpheli ölümler, iş cinayetleri, meslek hastalığından ölenler dahil değil dostlar. Yani bu kahrolası düzen biz kadınlara yaşam hakkı tanımıyor.
“KENDİNİ İHBAR ETMİŞ BİR KATİLİ BULMAYIP İKBAL’İN DE ÖLDÜRÜLMESİNE ZEMİN HAZIRLAYANLAR BU CİNAYETİN ORTAĞI DEĞİL MİDİR?”
Geçtiğimiz yıl 4 ekimde önce Ayşenur sonra da İkbal aynı cani tarafından 3 saat arayla öldürüldü. Katilin adı Semih Çelik. Peki bu cinayetlerin tek sorumlusu o mu? Ne olmuştu o gün hatırlayalım. İlk cinayeti işledikten sonra katil emniyeti arayarak cinayeti işlediği konumu ihbar etti ve elini kolunu sallayarak ikinci cinayeti işlemeye gitti. Şimdi soruyorum size dostlar aradan geçen üç saatte kendini ihbar etmiş bir katili bulmayıp İkbal’in de öldürülmesine zemin hazırlayanlar bu cinayetin ortağı değil midir?
“362 GÜNDE 472 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ”
362 günde öldürülen 472 kadın. Sayıyı söylerken bile boğazımız düğümleniyor öfkemiz perçinleniyor. Ama dostlar katillerin suç ortaklarını görmemiz için bazılarını hatırlatacağım size. Daha iki genç kızımızın öldürülmesinin acısını yaşarken biz, gencecik kızlarımızı öldürmeye devam ettiler. Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde 15 yaşında bir genç kız ruhsatsız silahla öldürüldü. Aradan iki gün geçmedi Mersin’de 16 yaşında bir genç kız yine ruhsatsız silahla öldürüldü. Kadınlar bu bir yılda çeşitli bahanelerle öldürüldü. Hatırlayalım Samsun’da Emine Akpınar silahla öldürüldü, Ankara’da Müesser Becerir silahla öldürüldü, İstanbul’da Bahar Aksu silahla öldürüldü” dedi.
“2024 YILINDA ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN YÜZDE 57’SİNİN ATEŞLİ SİLAHLARLA ÖLDÜRÜLDÜ”
Ülkede 2024 yılında öldürülen kadınların yüzde 57’sinin ateşli silahlarla öldürüldüğünü belirten Demir, “Ve bize diyorlar ki katil tetiği çekendir. Peki bu katiller silahları nereden buluyor? Soruyorum size dostlar bu cinayetlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sorumlu değil midir? Neden açıklanmıyor bu silahların nereden geldiği? Neden açıklanmıyor bu silahların kaçının ruhsatlı olduğu. Hakkında uzaklaştırma kararı olanlara silahları kimler veriyor? Bu ülkede kadınlar defalarca aldıkları uzaklaştırma kararına rağmen, elektronik kelepçeye rağmen öldürülüyorsa o kararların gereğini uygulamayan kamu görevlileri suçlu değil midir? Emniyet Müdürleri çıksın açıklasın, Bakan çıksın açıklasın bakalım kadın cinayetlerinde görevini yapmadığı için kaç polis hakkında işlem başlattılar? Hepsi bu cinayetlerin suç ortağıdır.
“SİZ BOŞANMA AŞAMASINDA ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN CİNAYET ORTAĞISINIZ”
Hatırlayalım dostlar. Başak Gürkan 5 yaşındaki çocuğunun gözü önünde kayınpederi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Peki Başak boşanma aşamasında olduğu eşi ve onun babası ile nasıl bir araya geldi? Onların ‘son kez konuşalım’ talebiyle. Başak bu bahane ile öldürülen kadınlardan sadece biri. Şimdi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç çıkmış diyor ki sakin ve olgun boşanma için aile arabuluculuğunu getirelim. Sesleniyoruz sana ey bakan, bu, kadınları ölüme sürüklemektir. Siz boşanma aşamasında öldürülen kadınların cinayet ortağısınız.
Bir başka suç ortağını hatırlayalım. Kadınlar en çok aile içinde öldürülürken 2025 yılını aile yılı ilan eden arsızca kent kent gezip aile güzellemesi yapmaya cüret eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş bu cinayetlerden sorumlu değil midir?
“YAS TUTMAYACAK, SESSİZ ANMALAR VE TAZİYELERLE YETİNMEYECEĞİZ!”
Bugün burada bir araya gelen herkesin ortak duygusu öfke, bunu biliyoruz. Artık cenaze kaldırmak, anma yapmak istemiyoruz dediğimiz için buradayız ve bunu söyleyen tüm kadınlara sesleniyoruz: Yas tutmayacak, sessiz anmalar ve taziyelerle yetinmeyeceğiz!
Bu cinayet ortakları istiyorlar ki öfkemizi içimize atalım kendi kendimizi yiyelim. Çok beklersiniz siz, çok beklersiniz. Biz bugün öfkemizi örgütlemek için buradayız. Yan yanayız, kol kolayız.
Şunu çok iyi bilsinler dostlar. Biz artık her gün öldürülmek korkusuyla yaşamayacağız, birbirimizden güç alacak mücadelemizi büyüteceğiz. Biz yan yana geldikçe onlar hesap verme korkusuyla kaçacak delik arayacak. Sesleniyoruz buradan hepsi duysun: Her gün öldüğümüz bu düzeni sizin başınıza yıkacağız” şeklinde konuştu.