CHP’de fırtınalar kopuyor!...

    Şöylede diyebiliriz;
    CHP üzerinden fırtınalar koparılıyor!...

    Bir hafta önceden bu günlere geleceğimizin sinyalleri verilmişti zaten.

    Bir hafta sonra ne olacak?.

    Yani 15 Eylül ve sonrasında.

    Bilemiyorum.

    Ama bir an önce akılların başa gelmesini umuyorum, diliyorum.

    Rüzgar eken, fırtına biçer” deyişini örnek alıp önemseyenlerdenim.

    İnşallah siyaset dünyası da bu deyişi dikkate alır, akıllar başa devşirilir, aklı selim hakim olur..

   Başlığın sebebini anlatmaya çalışayım;

    CHP zorda.

    En azından görüntü bu.

    Çok ihtimalli yarınlar bekliyor partiyi.

    Ayrışma olur mu?.

    Ayrışma bölünme yaratır mı?.

    Ya da;

    Birleşme duygusu ağırlık kazanır mı?.

    Direnme, dayanışma ruhu canlı tutulursa yapıyı daha bir tahkim eder, güçlendirir mi?.

    Ve:

    Şer’den hayır çıkartılır da;

    CHP içerisinde de akıllar başa alınır mı?.

    Akılların başa alınmasına ne kadar ihtiyaç duyulduğu Gürsel Tekin olayında iyice su yüzüne çıktı çünkü.

    Gürsel Tekin’e saydırmayan CHP’li yok.

    Bu sayede öğrenmeyen kalmadı bu beyefendinin dününü, bugününü.

    Partinin çay ocağında işe başlamış.

    Aradan geçen zaman içerisinde yükseldikçe yükselmiş.

    Çaycı olarak başladığı partide belediye meclis üyeliği, il başkanlığı, defalarca milletvekilliği yapmış.

    Genel Başkan yardımcılığına kadar yükselmiş bu partide.

    42 Yıla sığdırmış bu yükselişi.

    Dairelerin, villaların, şirketlerin sayısı belli değilmiş.

    Bu kadar serveti nereden bulmuş, nasıl yapmış diyerek bir şeyler ima edenler çok fazla.

    Akıllar başta değilmiş demek ki!.

    Bu muhterem bu baş döndürücü yükselişi yaparken bu partinin içerisinde değilmiydi diye sorarım.

    Bu işler nasıl oluyor diye sormak yıllar boyunca hiçbir partilinin aklına gelmedi mi diye de eklerim.

    Yoksa;

    Ceketler ilikleniyor, saygıda kusur edilmiyormuydu?.

    Veya;

    CHP’li belediyeler bu muhteremin şirketlerine ihale verelim diye sıraya mı giriyorlar dı?.

    Ya da kendisi bırakıp gidene kadar partinin ağır abilerinden biri muamelesini  hangi partililerden görüyordu bu muhterem.

    Partide otururken iyiydi de, şimdi mi Truva atı oldu?.

    Tüm bunları sorgulamayan, kapının önünden geçeni partiye doldurup, Truva Atlarına Beyefendi muamelesi çekenler o sıralarda ne yapıyordu derseniz söyleyeyim;

    Gazetemize yumurtalı, boyalı saldırı düzenleyip benim gibi gazetecileri sindirmeye çalışıyorlardı.

    Bu tipler hala orada, o çatının altında particilik oynayıp, sözde kahraman olmaya, göz boyamaya, düzgün insanları kandırmaya çalışıyorlar.

    Fırsat bu fırsattır.

    CHP için temizlik zamanı, temiz siyaset zamanıdır.

    Yoksa;

    Böyle gelmiş, böyle gidecektir.

    Bilerek!.

    İsteyerek!.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “ISLANMIŞIN YAĞMURDAN KORKUSU OLMAZ!..”