21:51   MUT’TAKI BIR FIRMANıN ÜRETIMINDE NATAMISIN TESPIT EDILDI   21:50   KADıNLAR: ‘ÖFKELIYIZ, ISYANDAYıZ’   21:49   AKKUYU NÜKLEER’DE BIR AŞAMA DAHA GERIDE KALDı   21:49   TOROSLAR’DA DIP KÖŞE TEMIZLIK DEVAM EDIYOR   21:48   MERSIN MARINA’DA CANLı RESIM PERFORMANSı   21:48   MERSIN’DEN SAĞLıK IÇIN YÜRÜYÜŞ   21:46   SILIFKE TAM GAZ YOLA DEVAM   21:45   MSK EKIBI, YUKATEL’I 75-65 MAĞLUP ETTI   21:45   TARSUSLU PERILER EVINDE EMLAK KONUT’A YENILDI   21:44   TARSUS’TA 3.KLEOPATRA BISIKLET FESTIVALI COŞKUSU YAŞANDı   16:33   AYDıNCıK’TAN BALıK ÇIFTLIKLERINE KARŞı GÜÇ BIRLIĞI   16:33   KORUCUK KÖYÜNDE MERMER OCAĞıNA GEÇIT YOK!   16:33   CHP’LI ŞEVKIN’DEN BAKAN URALOĞLU’NA ŞAKIRPAŞA TEPKISI   16:32   HAVALIMANıNA YENI IÇ HAT SEFERLERI GELIYOR   16:32   ANAMUR’DAN KıBRıS’A 12 AY YÜK VE YOLCU TAŞıMACıLıĞı   16:31   EVCI MAHALLESININ YOLLARı SOĞUK ASFALTLA KAPLANıYOR   16:31   ‘LISELI GENÇLER, KENDI ÜRETTIKLERI DETERJAN MALZEMELERIYLE PARK TEMIZLIĞI YAPTı’   16:30   ‘MUHTEŞEM GATSBY’ BALESI IZLEYICIYLE BULUŞACAK   16:30   İLAÇLARı USULSÜZ SATAN 19 ŞÜPHELI YAKALANDı   16:29   YENI MİY’DE UMUTLAR TAZELENDI  
 
   
 
Çimento fabrikası TBMM’ye taşındı

İYİ Parti Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Tarsus’ta 11 köye zarar vereceği savunulan Çimento Fabrikası’nı TBMM’ye taşıdı. Silifke’de ormanın ortasına yapılmasına engel olunamayan MEDCEM Çimento Fabrikasının çevreye verdiği zararlarının hep birlikte görüldüğünü söyleyen Kocamaz, benzeri durumun Tarsus’ta yaşanacağını söyledi.

 

Tarih : 21 Haziran 2023 Çarşamba 11:13

HEDİYE EROĞLU

 

Mersin’in Tarsus ilçesinde Yanıkkışla Mahallesi’nde kurulmak istenen ‘Çimento Fabrikası ve Hammadde Sahaları’ projesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşındı.

İYİ Parti Mersin Milletvekili Tarsuslu Burhanettin Kocamaz, TBMM’de bir sasın toplantısı düzenleyerek, söz konusu projeyi eleştirdi.

 20. yüzyılda dünya nüfusunun 4 kat, ekonomik çıktının 22 kat, fosil yakıt tüketiminin ise 14 kat arttığını dile getiren Kocamaz, doğal kaynakların insan ihtiyaçlarını karşılama kapasitesinin ilk kez 1970’li yılların ortalarında aşıldığını söyledi.

“Her ne kadar Birleşmiş Milletler kendisine ‘2030'a kadar Sıfır Açlık’ hedefini koymuş olsa da şu anda dünya genelinde 800 Milyondan fazla insan açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor” diyen Kocamaz, “UNİCEF 2022 yılı raporunda 30 milyona yakın çocuğun açlıktan ölme tehlikesi altında bulunduğunu ikaz ediyor.

Birleşmiş Milletlerin düzenli olarak yayınladığı Dünya Nüfus Tahmini 2022 Raporuna göre, dünya nüfusu 8 milyarı aşmıştır. Bu rakamın 2050'de 9.8, 2100'de 11.2 milyara ulaşması beklenmektedir.

 

ALTERNATİF ENERJİ, GIDA GÜVENLİĞİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE

Bu tablo bize bir şeyler anlatıyor… Son yıllarda düzenlenen küresel etkinlik ve projelerde öne çıkan alternatif enerji, gıda güvenliği ve sürdürülebilir çevre kavramları aslında her şeyi özetliyor.

Bu nedenle son dönemde sürdürülebilir üretim ve tüketim, sürdürülebilir kalkınma, yeşil büyüme kavramları ön plana çıkmaya başlamıştır.

Biliyorsunuz ki, sürdürülebilirlik kavramı ekonomik, sosyal ve çevresel gelişimi paralel olarak sağlamayı hedefleyen bir kavramdır. Bu bağlamda sürdürülebilirlik; gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını sağlamaları imkânını ortadan kaldırmadan, günümüz ihtiyaçlarının sağlanmasıdır” dedi.

 

GELECEK NESİLLERE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAŞAM BIRAKMALIYIZ

Kentte, ülkede geleceği sürdürülebilir bir yaşam bırakmak için çalışmak gerektiğine vurgu yapan Kocamaz, “Fakat ne yazık ki, kentimizde sürekli olarak bunun tersine alınan kararlar ve yapılan uygulamalarla yıllardır mücadele etmek zorunda kaldık.

20 yıllık ve akabinde 5 yıllık Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemimiz boyunca, bölgemizde, sürdürülebilir üretim ve tüketim, sürdürülebilir kalkınma, yaşanabilir bir çevre için mücadele ettik.

Bugünde hala bunun için mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz.

 

“ORMANI YOK EDECEK, SU HAVZALARINDA TAHRİBATA YOL AÇACAK”

Birçoğunuzun malumu olduğu üzere Tarsus ilçemizin Çokak, Kozoluk, Yanıkkışla, Damlama, Karakütük, Bucak, Çavuşlu, Murtçukuru, Durak, Koçmarlı, Yeniköy olmak üzere toplam 11 yerleşim alanını olumsuz etkileyecek ormanlık alanda bir çimento fabrikası ve hammadde sahaları projesi planlanmaktadır.

Kullanılmak istenen alanın oldukça büyük olduğunu görüyoruz. Yaklaşık 5 bin dönümlük bir orman alanında yapılacak bu çimento fabrikası, 1. sınıf orman alanlarını yok edeceği gibi, su havzalarında da büyük tahribata yol açacaktır.

Bu bölgedeki köylerimizin toplam tarım alanı 5 bin dönüm değilken, çimento fabrikası için 5 bin dönüm orman alanı bugün tehdit altındadır.

 

“BUNA GÖZ YUMMAYIZ”

Ormanlarımız zarar görmesin diye vatandaşlarımız hayvanını bu alanlarda otlatamazken, ormandan köylünün bir dal bile kesmesine izin verilmezken, 5 bin dönüm 1. sınıf orman bir çırpıda yok edilmekle karşı karşıya! Buna göz yumamayız! Buna müsamaha gösteremeyiz!

11 köyü etkileyecek bu alan içerisinde zeytinlikler, badem bahçeleri, üzüm bağları ve tarım arazileri, tavuk çiftlikleri ve hayvancılıkla birlikte insan yaşamı da olumsuz etkilenecektir.

Buraya bu çimento fabrikasının yapılması durumunda çevreye ve doğaya çok büyük zarar vermesi kaçınılmazdır.

Bunun bir örneğini ve çevreye verdiği zararı Silifkemizin Yeşilovacık bölgesinde halen yaşıyoruz.

 

“BU KÖTÜ GİDİŞE DAHA NE KADAR SEYİRCİ KALACAĞIZ?”

Başta biz insanoğlu olmak üzere tüm canlılar hayatını sürdürebilmek için iyi ve temiz bir çevreye, doğal olana gereksinim duyar. Düzeni bozulmamış, kirlenmemiş, yapısı değiştirilmemiş bir çevrede, insanın doğayla alışverişi her zaman daha sağlıklı ve dengeli olur. Fakat bizler bu denge ve doğal ortamdan gittikçe uzaklaşıyoruz.

Az önce belirttiğim Birleşmiş Milletler raporlarının sonuçlarında da görüldüğü gibi doğal dengesi daha çok bozulmuş, daha sağlıksız bir çevreye doğru hızla yol alıyoruz.

Bu değişim bedenimizi etkilediği kadar, psikolojimizi ve beraberinde toplumsal yaşantımızı da etkiliyor.

Peki doğanın ve insanın bu kadar hızlı değişmesine ne zaman ve nasıl ‘dur’ diyeceğiz. Bu kötü gidişe daha ne kadar seyirci kalacağız?

Tertemiz şekilde yaratılmış bu dünyayı gelecek nesillere yaşanılmaz bir dünya olarak devrettiğimizin farkında mıyız?

 

HAVALİMANI İÇİN TARIM ARAZİLERİ MAHFEDİLDİ

Ülkemizde erozyon nedeniyle her yıl Hollanda büyüklüğünde toprağımızı kaybediyoruz.

Yanan orman alanlarının bir kısmı imara açılıyor. Ormanlar değişik maden ocakları için yok ediliyor.

Daha önce Çukurova Havaalanı için de 1. sınıf tarım arazileri inatla mahvedildi.

Tarsus’a yapılmak istenen kimyasal atık tesisini sivil toplum kuruluşları ve duyarlık halkımızla birlikte kararlı mücadelemizle engelledik.

 

ÇUKUROVANIN BEREKETİ YOK EDİLİYOR

Çukurova bölgemiz; verimli arazileri, geniş ovası, denizi ve toprağı ile medeniyetlere ev sahipliği yapmış, topraklarında bin bir çeşit ürün yetişebilen bereketli topraklardır. Bu topraklar verimliliğini insanlığın hizmetine sunmuş ve insanların hayatını sürdürmesine katkı yaparak önemli doğal kaynaklardan biri olmuştur.

Çukurova bölgesinde, 1965 yıllarından sonra kurulan yeni sanayi tesisleri, işlek karayolları çevresini yerleşim yeri olarak seçmeye başlamıştır.

Buralarda yoğunlaşan sanayi tesisleri bir taraftan kapladıkları alan nedeniyle tarım alanlarının azalmasına neden olmuş, diğer taraftan çevreyi kirlettikleri için üretime zarar vermişlerdir.

Özellikle yörede üretim yapan çimento ve gübre fabrikalarının çıkardıkları katı atıklar ve zehirli gazlar çevreye büyük zararlar vermektedir.

 

TRAFİK KİRLİLİĞİ ARTTIRIYOR

D-400 karayolu Türkiye’nin araç trafiği yoğunluğu açısından en kalabalık üçüncü yoludur. Bu yoğunluk ciddi boyutlarda hava kirliliğine ve görsel kirliliğe sebep olmaktadır.

Sadece bunlarda değil çevrenin bilinçsizce kullanılması, maalesef Göksu Deltası’nda hemen hemen her yıl çıkan yangınlar sonucunda kuş cennetinde sazlıklar içinde yaşayan hayvanlar zarar görmektedir. Çıkan yangınla büyük zarar gören deltayı tarımsal, kentsel, endüstriyel ve evsel atıklardan kaynaklı kirlilik, erozyon, kaçak kum alımı, kaçak avcılık, yazlık konut inşaatları tehdit etmektedir.

 

AKKUYU TEHLİKESİNE DİKKAT

Sizlerin de bildiği üzere Akkuyu’da yapımı sürdürülen Nükleer Santral gelecekle ilgili potansiyel bir tehlikedir. Bölgedeki halihazır tesisler ve yapımı planlanan bir çok tesis ve daha pek çok önemli etken, maalesef çevremizi ve çevrenin gelecekteki durumunu olumsuz yönde etkilemektedir.

Tüm bu olumsuzluklar, yaşanabilir bir dünya, yaşanabilir bir çevre için başta ilgili tüm kurum ve kuruluşlar olmak üzere herkese büyük sorumluluklar düştüğünü göstermektedir.

 

SİLİFKE YEŞİLOVACIK’TAKİ FABRİKANIN YARATTIĞI ZARAR ORTADA

Yukarıda da belirttiğim gibi tecrübeyle sabit olan ve daha önce Silifke Yeşilovacık’ta ormanın ortasına yapılmasına engel olunamayan Çimento fabrikasının çevreye verdiği zararları hep birlikte görüyoruz.

O bölgede yaşayan ve özellikle tarımdan geçinen insanlar bugün kan ağlamaktadır.

İnşallah bu sefer Tarsus’un Yanıkkışla, Koçmarlı, Çavuşlu ve Çokak mahallelerinin tam ortasına yapılmak istenen ve toplam 11 yerleşim alanını doğrudan ve direkt olarak olumsuz etkileyecek çimento fabrikası uğruna ormanlarımız yok heba edilmez. Böylesine mantıksız bir olaya kamuoyu ve ilgili kurumlar izin vermez.

Ormanlarımızın yok edilmesine engel olmak, gelecek nesillerimiz adına hepimizin boyun borcudur.

Bu sebeple başta ilgili kurum ve kuruluşlar olmak üzere herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve çimento fabrikasının yapılması projesi derhal durdurulmalıdır” şeklinde konuştu.






Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır.

 
 
 

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
yukselhaber.com © Copyright 2020-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA