17:22   KıYıLARDAKI YAPıLAŞMAYA MÜDAHALE MI EDILECEK?    17:21   DÜNYACA ÜNLÜ TURIZM MERKEZINI FOSEPTIK BASTı!   17:20   MERSIN’DE KADıNLARDAN SURIYE TEPKISI    17:18   MERSIN, 25 TEMMUZ’A KADAR YANACAK!   17:18   KOCAMAZ’DAN IKTIDARA TÜRK PARASı TEPKISI   17:15   KÖYLERDE REKABET ÜST DÜZEY   20:20   HAVAMAŞ, HAVALIMANı VE TAŞUCU SEFERLERINE BAŞLADı   20:19   EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ESNAFTAN ZIYARET   20:18   GÜLNAR’DAN IKLIM ENERJI ATAĞı   20:15   ESNAFıN GÖZÜ EKONOMIK GELIŞMELERDE   20:14   MERSIN’DEN KıBRıS KUTLAMASı   20:14   SILIFKE ADLIYESI PERSONELI IÇIN KONUT ALıMı YAPıLACAK   20:13   ANAMUR’DA KÜLTÜR VE MUZ FESTIVALI BAŞLADı   20:12   MERSIN’DE ADA KıBRıS SERGISI AÇıLDı   20:12   ERDEMLI SOKAKLARı RENKLENIYOR   20:11   DOĞAL GENÇLEŞTIRME SAHALARı KONTROL EDILDI   20:11   MERSIN’DE ARANAN ŞAHıSLARA OPERASYON   20:10   BOZYAZı DEVLET HASTANESI DENETIMDEN GEÇTI   20:10   UYUŞTURUCU TACIRLERINE DARBE   20:09   MERSIN’E ABD’LI SKORER FORVET   
 
   
 
Mersin’de kadınlardan Suriye tepkisi

Mersin Kadın Platformu üyeleri, Suriye’de yaşananlara karşı sokağa inerek, “Alevi kadınların yanındayız! Soykırım ve patriyarkaya karşı isyandayız. Suriye’de HTŞ Alevi kadınları soykırıma maruz bırakıyor, susmuyoruz” mesajı verdi.

 

Tarih : 20 Temmuz 2025 Pazar 17:20

HEDİYE EROĞLU

 

Suriye’de HTŞ öncülüğündeki cihatçı çetelerin Alevi kadınlara yönelik sistematik şiddet ve istismarına karşı Türkiye’de kadın örgütleri aralarında Mersin’in de olduğu bir çok şehirde eş zamanlı eylemler düzenledi.

Mersin Kadın Platformu üyeleri, Suriye’de yaşananlara karşı sokağa inerek, “Alevi kadınların yanındayız! Soykırım ve patriyarkaya karşı isyandayız” mesajı verdi. Pozcu’da bir mağaza önünde toplanarak basın açıklaması yapan kadınlar, “Suriye’de HTŞ Alevi kadınları soykırıma maruz bırakıyor, susmuyoruz” pankartı açtı.

 

“KADINLARIN BEDENİ SAVAŞ MEYDANI DEĞİLDİR”

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi ve Mersin Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Zübeyde Akpınar, Suriye’de HTŞ ve yönlendirdiği cihatçı çetelerin sürdürdüğü Alevi soykırımına karşı kadınların yanında olduklarını söyledi.

“Biz yıllardır ‘kadınların bedeni savaş meydanı değildir’ diyoruz. Ama her savaşta, her iktidar kavgasında ya da ne zaman bir halk –aynı bugün Suriye’de olduğu gibi– topyekün cezalandırılmaya, imha edilmeye kalkılsa, kadınların bedeni bir savaş alanına dönüyor.

Kadınların bedensel bütünlüğünü ihlal etmek, sistematik cinsel şiddet, bir tür ele geçirme, aşağılama, işgal ve tahakküm aracı, yer yer de soykırımın önemli bir boyutu haline geliyor. Bu Gazze’de, İsrail’in hapishanelerinde, Filistinli kadınlara yönelik cinsel şiddet olarak tezahür ediyor örneğin. Türkiye’de bir Kürt kadın olan Garibe Gezer’in cinsel saldırı sonrası cezaevinde ölüme sürüklenmesi de böyle bir pratik.

 

“DÜNYANIN VE BU COĞRAFYANIN HER YANINDA KADINLAR OLARAK SESSİZ KALMAMAK ZORUNDAYIZ”

Bugün Suriye’de bir süredir Alevilere ve şimdi Dürzilere yapılanlara, tam da bu nedenle, dünyanın ve bu coğrafyanın her yanında kadınlar olarak sessiz kalmamak zorundayız.

Suriye’de bugün, Hey’et Tahrir eş-Şam, yani HTŞ iktidarda. El Kaide’nin Suriye kolunun bir uzantısı, selefi cihatçı bir örgüt olan HTŞ’yi, halk seçmedi. Amerika, İsrail, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan – yani küresel ve bölgesel emperyalist güçler seçti. Önce ‘terörist’ dediler, sonra işlerine geldiği şekilde başa geçirdiler, şimdi istediklerinde bombalıyorlar. Mesele her zamanki gibi halkın ne istediği değil, para, kaynak, nüfuz ve güç oldu. Hızla dil değişti, Ebu Muhammed el-Colani’nin adı Ahmet eş-Şara’ya dönüştü. Ama adını değiştirmek, ülkeyi şeriat hukukuyla yönetmek istediği gerçeğini değiştirmedi.

 

“REJİM, KADINLARIN MEDENİ HAKLARINI VE ORTAOKUL SONRASI EĞİTİM HAKLARINI GASP EDİYOR”

Bugün bu rejim, kadınların medeni haklarını ve ortaokul sonrası eğitim haklarını gasp ediyor, kadın mücadelesi yürütenleri tutukluyor, kadın kurumlarını kapatıyor, kadınları çarşaf giymeye zorluyor, yanında erkek akrabası olmadan sokağa çıkmalarını yasaklıyor, çocuk yaşta evliliği teşvik ediyor, kadın istihdamını ‘fıtrata uygun’ işlerle sınırlandırıp öğretmenlik, ebelik, kuaförlük gibi meslekler dışında çalışmalarını yasaklıyor. Trans kadınları hedef alarak onları “ahlaksızlık” adı altında linç ediyor, sokak ortasında dövüyor, tutukluyor, işkence ediyor. Kimlikleri, varoluşları için öldürülme korkusu yaratarak yok etmeye çalışıyor. Cihatçıların gözünde trans kadınlar ‘görünmez’ kılınması gereken bir tehdit. Ama Suriye halkları — etnik, inanç ve cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun — bu düzeni kabullenmedi, kabullenmiyor. Suriyeli kadınlar ve LGBTİ+’lar tüm bu baskılara rağmen direnmeye devam ediyor.

 

“TOPLU KATLİAMLAR GERÇEKLEŞTİRİLDİ, CESETLER DENİZ KIYILARINA VURDU, ÖLÜ BEDENLERE DAHİ İŞKENCE EDİLDİ”

Bununla beraber, 8 Aralık 2024’ten beri, rejimin ve rejimin yönlendirmesiyle hareket eden cihatçı grupların Alevileri, Dürzileri, Kürtleri, Arap Hristiyanları, Şiileri, Ermenileri ve Süryanileri hedef alan birçok saldırısı oldu. Lazkiye, Tartus, Ceble, Hama ve Humus başta olmak üzere birçok bölgede, binlerce Alevinin katledilmesiyle sonuçlanan saldırılar hala devam ediyor. Alevilerin yaşadığı bölgelerde köyler karadan ve havadan bombalandı, evler silahla tarandıktan sonra yakıldı, su kaynaklarına zehirli kimyasallar karıştırıldı, elektrik ve internet bağlantısı kesilerek dünyayla iletişimi koparılan, tüm yollar kapatılarak ablukaya alınan yaşam alanlarında toplu katliamlar gerçekleştirildi, cesetler deniz kıyılarına vurdu, ölü bedenlere dahi işkence edildi” diye konuştu.

 

“12 BİNİ AŞKIN ALEVİ KADIN VE KIZ ÇOCUĞU; TOPLU TECAVÜZE VE CİNSEL İŞKENCEYE MARUZ BIRAKILIP, KÖLELEŞTİRİLEREK, ZORLA EVLENDİRİLİP, SATILDI”

Bir halkı topyekün ortadan kaldırmayı hedefleyen bu soykırım sürecinin kadınlar açısından bedelinin ağır olduğunu da vurgulayan Akpınar, 12 bini aşkın Alevi kadın ve kız çocuğunun kaçırıldığını, toplu tecavüze ve cinsel işkenceye maruz bırakılıp, köleleştirilerek, zorla evlendirilip, satıldığını kaydetti.

“Türkiye’nin de desteklediği HTŞ ve yönlendirdiği cihatçılar tarafından! Fidye ödenmesi karşılığında teslim edilecekleri, aksi takdirde satılacakları ya da öldürülecekleri iddiasıyla ailelerine şantaj yapıldı” diyen Zübeyde Akpınar, “27 Haziran 2025 tarihinde Reuters Haber Ajansı’nda yayınlanan haberde, kadın ticareti yapan ve fidye isteyen bu cihatçıların Türkiye’de de şebekelerinin olduğu açıkça belgelendi.


KAÇIRILANLAR İÇİN TÜRKİYE ÜZERİNDEN FİDYE İSTENİYOR

Buna seyirci kalınmasından güç bulan çeteler, bugün aynısını Dürzi kadınlara ve çocuklara yapmaya başlıyor. Kaçırılan Alevi kadınların yakınları, fidyelerin İzmir’de ve Mardin’de bulunan kişilere ve şirketlere ait banka hesaplarına gönderildiğini ve Türkiye’de kayıtlı telefon numaralarından kadınlar için 1.500 ila 100.000 dolar aralığında para istendiğini aktarıyor. Bu konuda bir suç duyurusu yapıldığını biliyoruz. Biz de buradan soruyoruz: Bu hesaplar, telefon numaraları kimlere ait? Bu ülkeyi yöneten AKP ve MHP, ‘devlet başkanı’ statüsüyle, kırmızı halılarda karşıladıkları cihatçıların sürdürdükleri Alevi soykırımı hakkında bir şey yapacak mı? Yoksa bu suça ortak olmaya devam mı edecek? Kadınların ganimet gibi alınıp satılmasına onay mı verecek, fidye isteyenleri mi kollayacak?

 

“KADINLARA YÖNELİK SUÇLARA KARŞI MÜCADELEYİ BİRLİKTE YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Türkiye’nin de dahliyle bu suç ilk kez işlenmiyor. Bundan tam 11 yıl önce, 2014’te, IŞİD’in Ezidilere yönelik soykırımı başladığında da 6 binden fazla kadın ve kız çocuğu kaçırılmış, köle pazarlarında satılmıştı. Yine Türkiye’den hesaplar, şebekeler söz konusuydu. Satılan kadınlar Ankara’ya, Antep’e getirilmişti. Yani Türkiye, bu kadın ticareti ağının bir parçası olmuştu. Daha sonra, Afrin işgal edildiğinde, BM raporlarına göre sadece 2018-2021 arasında binin üzerinde kadın Türkiye’nin desteklediği SMO tarafından kaçırıldı, tecavüze uğradı.

Biz bunu normalleştirmeyeceğiz. İçinde yaşadığımız, haklarımız, hayatlarımız için mücadele ettiğimiz bu ülkenin, kadınların bir mal gibi alınıp satılmasında, köleleştirilmesinde, Alevilere yönelik suçlardaki payına karşı çıkacağız. Çünkü bizim için barış, bu coğrafyada eşit ve özgür bir yaşam kurabilmek demek. Emperyalistlerin ve siyonistlerin siyasi, askeri ve ticari çıkarları için körüklediği bölgesel savaşın, derinleşen sömürünün ve soykırımın karşısında hayatları için direnen Gazzeli, Rojavalı, İranlı, Suriyeli, Alevi, Dürzi, Ermeni, Süryani, Kürt tüm kadınlarla dayanışmaya devam edeceğiz. Tüm kadınları Alevilere yönelik soykırıma, bu kapsamda da kadınlara yönelik suçlara karşı mücadeleyi birlikte yükseltmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.






Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır.

 
 
 

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
yukselhaber.com © Copyright 2020-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA