CHP, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından kara aldığı Anadolu mitinglerinin 3’üncüsünü Mersin’de gerçekleştirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve kurmaylarının katıldığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” temalı miting eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önündeki alanda yapıldı. Alanın yanlardan daraltılması dikkat çekildi.
CHP'nin Yenişehir İlçe Başkanı, Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer'in mesajını okudu. Mitingde ayrıca CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür tarafından, Ekrem İmamoğlu'nun mesajı da okundu.
“BUGÜN MERSİN’DE, SARAÇHANE’DE İLK KEZ OLAN BİR ŞEY OLDU”
Ardından sahneye çıkan CHP Lideri Özel, “Toroslara yaslanan, portakalla, limonla bezenen, Akdeniz ile süslenen, barışın ve hoşgörünün şehri güzel Mersin’in güzel insanları, yiğit insanları hepiniz hoş geldiniz, hepinize merhaba. Bugün bir kez daha Mersin’deyiz. Ancak bugün gördüğümüz tablo, Mersin’in iradesinin, milli iradeye sahip çıkma azminin bir göstergesi. Bugün Mersin’de, Saraçhane’de ilk kez olan bir şey oldu. Saraçhane’de 23 Mart günü yani milletin Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için koyduğumuz dayanışma sandıklarına koştuğu, oradan Saraçhane’ye geldiği, bütün öğleden sonrayı, akşamı orada geçirdiği, gece saat 22.00’de dronun uçup uçup ucuna varamadığı, menzil dışına çıktığı gibi bugün de Mersin’de dron kalabalığın ucuna ulaşamıyor” dedi.
“NARENCİYEYİ DALDA BIRAKAN, ADALETİ LİMON GİBİ SIKANLARA KARŞI EYLEME GELDİK”
Özel konuşmasının devamında, “Mersin, tarihinin en büyük mitinglerinden birini yapıyor. Ama hep söylediğimiz gibi bugün biz burada, Mersin’de toplanmaya, miting yapmaya gelmedik. Biz bugün Mersin’e eylem yapmaya geldik, sonuç almaya geldik. Cumhurbaşkanı adayımıza, Ekrem İmamoğlu’na, belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize, belediye bürokratlarına yapılan darbe girişiminden sonra, milli iradeye yapılan saygısızlıktan sonra milyonlar olup sokaklara taşanlar, meydanlara sığmayanlar, bugün Mersin’den hep birlikte ‘İmamoğlu’na özgürlük’, ‘Adayımı yanımda, sandığı önüme istiyorum’ demeye geldiler. Saraçhane’den, Maltepe’den, Samsun’dan, Yozgat’tan, Ankara’dan Mersin’e selam getirdik. Selam olsun Mersin, selam olsun güneyin güzel insanları, Akdeniz’in sıcak ve yiğit insanları… Bugün bu meydanda narenciyeyi dalda bırakanlara, adaleti limon gibi sıkanlara karşı mitinge değil eyleme geldik. Zulme karşı susmayan, bugün de Yenişehir Meydanı’na sığmayan Mersinlilerle birlikte tarihe geçmeye, tarih yazmaya geldik.
“MERSİN, EN FAZLA VERGİ VEREN YA BEŞİNCİ, YA ALTINCI İL OLURKEN HER SENE HİZMET ALIMINDA 25’İNCİ SIRADA”
Mersinliler adalet istiyor, ‘Adalet’ diye seslerini yükseltiyorlar. Gerçekten hem Türkiye’de yaşanan adaletsizliklere, hem de kendine yapılan haksızlıklara Mersinlinin artık tahammülü kalmadı. Mersin, en fazla vergi veren ya beşinci, ya altıncı il olurken her sene hizmet alımında 25’inci sırada. Yıllardır beklediği söz verilmiş projeler tamamlanmıyor. Birçoğuna başlanmıyor. Ana Konteyner Limanı projesinden vazgeçtiler, Mersin’e büyük bir haksızlık yaptılar. Sekiz kültür ve turizm bölgesinin birini bile yatırıma açmadılar. Çeşmeci - Taşucu Otoyolu’nu 10 yıldır bitiremediler. Akbelen Katlı Kavşağı yıllardır tamamlanmıyor. Mersinli çiftçi için Pamuklu Barajı sekiz yıldır bekliyor. Açmadılar, hala açmıyorlar. Ama diğer yandan Ege’de istenmeyen, eylemlerle sökülen balık çiftliklerini Mersin’in burnuna, dibine dayayıp Mersin’in suyunu, denizini kirletmeye kalkıyorlar.
“EY MERSİNLİLER SİZİ YOK SAYAN BU İKTİDARA BUGÜN SESİNİZİ DUYURUYORSUNUZ”
Ey Mersinliler sizi yok sayan bu iktidara bugün sesinizi duyuruyorsunuz. 31 Mart 2019’da sesinizi duyurdunuz. 2024’te bu iradenizin arkasına çok daha sağlam bir şekilde geçtiniz. Buradan Mersin’e ve Türkiye’ye söylemek isteriz ki nasıl 2019 öncesinde Mersin’de rant vardı, kavga vardı… Mersin’de mafya vardı, Mersin’de gerginlik vardı. 2019’da Vahap Seçer geldi; huzuru, hizmeti, barışı getirdi. Bugün Mersin nasıl Türkiye’nin en huzurlu, en barış içinde yaşayan kentlerinden biri olduysa, gelecek seçimlerden sonra AK Parti gidecek, Cumhuriyet Halk Partisi gelecek. Türkiye’ye de huzur gelecek, barış gelecek. O huzuru getirecek olan isim ise bugün bizi Silivri’deki zindanından, odasındaki küçücük televizyonundan koca yüreği ile izleyen Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’dur. Buradan Ekrem Başkan’a, Silivri’ye bir selam yolluyoruz. Sizi görüyor, sizi duyguyla, heyecanla izliyor” ifadelerini kullandı.
“ERDOĞAN DON FELAKETİNİ KÜÇÜMSEDİ”
Don afetine tekrar tekrar değinen Özgür Özel, “Çukurova’da ve Mersin’de bütün Türkiye ile birlikte geçtiğimiz hafta büyük bir don felaketi yaşandı. Yüksek girdi maliyetleri üstüne önce kuraklık, geçen hafta da don felaketi geldi. Turunçgilde yüzde 40, çilekte yüzde 50, kayısıda yüzde 70’e varan kayıplar var. Ancak bu iktidar durmadı. Erdoğan don felaketini küçümsedi. ‘Bazı şehirlerde, bazı ürünlerde bir miktar hasar var’ dedi. Oysa hasar narenciye, narenciye üreticisini perişan etti. Meyve üreticisini perişan etti. Bunun için bütün Türkiye’de fındıktan çaya, üzümden narenciyeye, kayısıdan diğer meyvelere kadar tüm üreticinin arkasında durulması gerekmektedir. Ancak çiftçiye sahip çıkmak için öncelikle afet yaşanan tüm bölgeler afet bölgesi ilan edilmelidir. Zarara uğrayan çiftçilerin hasarlarının tamamı devlet tarafından ödenmek üzere harekete geçilmelidir. TARSİM sistemi yenilenmeli, prim yükü çiftçinin sırtından alınmalıdır. Acil olarak Tarım ve Kredi Kooperatiflerine, Ziraat Bankası’na olan çiftçi borçları silinmeli, faizleri affedilmeli, anapara beş yıla bölünmeli ve çiftçinin rahat bir nefes alması sağlanmalıdır. Oysa Ziraat Bankası bırakın faiz silmek, faiz üstüne faiz bindirmek, temerrüt faizleriyle çiftçiye yüklenmek ve çiftçiye haciz yapmakla meşguldür. Buradan sesleniyorum. Bütün çiftçilere şunu hatırlatıyorum: Size ucuz, düşük faizli, faizsiz krediler vermesi gereken banka, size bunu yapmazken bankanın suçu yok. Ülkeyi yönetenler bunu yapmazken, bir talimatlarıyla, Doğan Medya grubunu, Doğan Haber Ajansı’nı, Demirören grubuna, Ziraat Bankası’ndan verdikleri 800 milyon dolar krediyle peşkeş çekti birileri. O tüpçü, sizin yerinize krediyi çekti. O tüpçü, bu krediyi ödemedi. İki kere faizleri silindi, iki kere yapılandırdı. 10’da birini bile ödemedi. Bu krediye karşı bir tane golf sahasını gösterdi. Oradan ballı kredileri çekti. Bu çiftçiyi değil de o tüpçüyü düşünen bu iktidara önümüzdeki sandık, bu çiftçi, Mersin’in çiftçisi gösterecek gücünü. Size söz veriyorum. Hani Mersin’deki ‘Anamızı ağlattın’ diyen çiftçiye, Ananı da al, git’ diyen son Cumhurbaşkanı gibi değil, ‘Köylü milletin efendisidir’ diyen ilk Cumhurbaşkanı gibi biri; Ekrem İmamoğlu geliyor. O yapacak çiftçiyi yeniden milletin efendisi. İşte bunun için bizden korkuyorlar.
ÖZEL’DEN MERSİN İTTİFAKI VURGUSU
Ben Mersin’de muhteşem bir kalabalığı, çok güzel insanları, Mersin’in bütün renklerini bir arada görüyorum. Burada Cumhuriyet Halk Partililer var. Ancak burada seçimlerde de omuz omuza veren Mersin’in bütün demokratları var. Sosyal demokratların yanında milliyetçi demokratlara, muhafazakar demokratlara, Kürt demokratlara, Mersin’in bütün renklerine, bütün demokratlarına selam olsun. Mersin’de Kürtüyle Türkü birlikte yaşam kültürüyle kol kola yaşarken, biz bundan sonra ‘Ya otokrasi, ya demokrasi’ diyenler olarak, siyasi yelpazenin el sağından el soluna kadar bugün burada olduğu gibi tüm siyasi partilerden demokrasiye inanmış milyonlarla bir olacağız, birlikte olacağız. Bizim birlikteliğimizin adı; Yenişehir’de Yenişehir ittifakıdır, Mersin’de Mersin ittifakıdır, Türkiye’de Türkiye ittifakıdır. Renklerini ay - yıldızlı al bayraktan alan ancak kimseyi öteki yapmayan, kimseyi küçük görmeyen, önüne geleni terörist ilan etmeyen, Türkiye’yi Kürtüyle - Türküyle, Lazıyla - Çerkesiyle, Alevisiyle - Sünnisiyle bir gören, birlikte gören, Türkiye’nin kurtuluşunu birlikteliğimizde gören milyonlarız biz. Mersin’de çok sayıda Kürt vatandaşımız da huzur içinde hep birlikte yaşıyor. Bir süredir Kürt meselesinde yeni bir süreç yürütülüyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, en başından beri insanlar ‘Sorunumuz var’ diyorsa, bu sorunun çözümünden yanayız. Tüm sorunların çözümünün demokrasiden geçtiğinin farkındayız, bilincindeyiz. Bunun için Meclis’ten başka zemin, Meclis’te çalışmaktan başka çare bilmeyiz. Gizli pazarlıkların, olmayacak anlaşmaların değil; şeffaflığın, samimiyetin, toplumsal mutabakatın sonuna kadar arkasındayız. Bu konuda tarihsel tutarlılığa sahip bir parti olarak, sorunun çözümü için, kendi komisyonumuz, hukukçularımız, siyaset bilimcilerimiz uzun süredir çalışıyorlar. Meclis Başkanı’na sorumluluk alması için çağrıda bulunduk. Ne yapılacaksa milletin gözü önünde, milletin vekilleriyle, milletin gözünün içine bakarak, şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacak bir şey yapmadan… Ama birileri gibi ‘Böyle bir sorun yoktur’ deyip, öyle gözünü ve kulağını da kapatmadan. İnsanı insan olarak severek, Türk ile Kürt’ün kardeşliğini bilerek, bundan sonraki barışın Türkiye’yi güçlendireceğini bilerek, Mersin’den Türkiye’deki herkesi, bütün demokratları büyük bir inanç ve kararlılıkla selamlıyorum. Büyük bir kararlılıkla…” diye konuştu.
“HEMŞERİNİZ AHMET ÖZER’İN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ”
Ahmet Özer’e de değinen Özel, “Biraz önce bir hemşerinizin, size emeği olan, Toros Üniversitesi’nin kurucularından Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer’in mektubu okundu. Dinlediniz, alkışladınız, dayanışmanızı gösterdiniz. Yıllarca Mersin’de görev yapan bir evladınız. Elbette şu anda bulunduğu hücresinden bizi izliyor. Onu, Esenyurt’u, bizim 100 bin nüfusken AK Parti’ye verip geçen dönem 1 milyonun üstündeki nüfusla aldığımız Esenyurt’u kazandığı için onu terörist olmakla suçluyorlar. Suçu; Kürt olmak. Suçu; Kürtlerle Türklerin kardeşliğini savunmak. Bu konuda kitaplar, makaleler yazmış olmak. Hatta bugünkü iktidardan övgüler almış olmak. Ahmet Özer’i terörizmle suçlama gerekçeleri ne biliyor musunuz? İki gerekçesi var: Biri, kent uzlaşısı dedikleri, Esenyurt ittifakı dediğimiz, Kürtlerin de kendilerinden birini görünce oy verebildikleri bir listeye, Esenyurt ittifakına terörist damgası vuruyorlar. Ama esas suçlama; Ahmet Özer telefon açmış demiş ki bir babaya, vefat eden anası için... ‘Anneniz sizin gibi çok kıymetli evlatlar yetiştirdi.’ Konuştuğu kişi, herhangi birisi. Bir kardeşinin varmış bir terör örgütüyle bağlantısı. ‘Anneniz sizin gibi kıymetli evlatlar yetiştirdi’ deyince, güya teröriste övgü yapmış. Esenyurt’u kazanmaktan başka suçu olmayan Ahmet Özer’in, Mersin’in evladı Ahmet Özer’in sonuna kadar arkasındayız” dedi.