Haber Merkezi
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ediyor. İYİ Parti grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “22 yıl içinde kurumadık ve kirlenmedik dere, akarsu ve göl kalmamış, su kaynakları iyice azalmıştır” diyerek Bakanlığın çevre politikalarını eleştirdi.
“TÜRKIYE’DE DOĞAY KORUYACAK HIÇBIR KURUM KALMAMIŞTIR”
Kocamaz, şunları söyledi: “Marmara Denizi kirlilik ve müsilaj nedeniyle ölmüş, verimli tarım arazileri ve ovalar üzerine fabrikalar yapılmış, ormanlar taşocağı, çimento fabrikası ve altın madeni uğruna talan edilmiştir. Türkiye’de 240 gölden 186’sı son 60 yıl içinde kurumuş, geriye kalan çok az sayıdaki göller ise kuraklık ve aşırı kirlilik yüzünden tehdit eder hale gelmiştir. Madencilik Kanunu tam 21 kez değişmiş, her değiştiğinde orman varlıklarımız, su kaynakları, kültür mirasları korunamamış ve madencilik faaliyetlerine kurban edilmiştir. Türkiye’de bugün doğayı, ormanı, çevreyi ve kültür varlıklarını maden ocaklarına, çimento fabrikalarına ve taş ocaklarına karşı koruyacak hiçbir kurum kalmamıştır.
“KANADALI ALTIN MADENİ ŞİRKETİNİN 350 BİN AĞAÇ KESİMİNE İZİN VERİLEREK ORMANLARIMIZIN YOK EDİLDİ”
Türkiye’nin akciğerleri konumundaki Kazdağları’nda Kanadalı altın madeni şirketinin 350 bin ağaç kesimine izin verilerek ormanlarımızın yok edilmesine göz yumulmuş, Akbelen Ormanı’nda Muğla’nın şahdamarları kesilmiş ve 15 yıllık ağaçlar acımadan yok edilmiş, yaklaşık 65 bin ağaç katliamı yapılmıştır. Kazdağları’ndaki orman katliamını Çevre Bakanlığı durduramamış, seyirci kalmış, ancak vatandaşların ve çevre gönüllülerinin başlatmış oldukları su ve vicdan nöbeti durdurabilmiştir. Erzincan İliç’te, Çöpler maden ocağında 9 vatandaşımız günlerce siyanürlü toprağın altında kaldıklarında da sessizliğini sürdürmeye devam etmiştir.
“AKKUYU NÜKLEER SANTRALI, TÜM İTİRAZLARA RAĞMEN KURULMAYA DEVAM EDİYOR”
Mersin’in havasını ve denizini kirletecek olan bir başka yatırımda Akkuyu Nükleer Santrali’dir. Santral, Mersin halkının tüm itirazlarına rağmen kurulmaya devam etmektedir. Fay hattı üzerinde kurulan bu santrale yönelik endişe her geçen gün artmaktadır. Santral tüm itirazlara rağmen inatla ve ısrarla yapılan bir tesistir. Böyle bir tesiste meydana gelebilecek en küçük bir sızıntının 200 kilometre yarı çaplı bir bölgeyi doğrudan kirleteceği ve etkileyeceği ortadadır. Santralin sürekli soğuma ihtiyacı nereden karşılanacak bu konuda da halen bir belirsizlik yaşanmaktadır.
“BU RAPORLARI VERİRKEN HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMADI?”
Mevcut çimento fabrikaları ve taş ocakları yetmezmiş gibi yeni çimento fabrikası ve taş ocağı için ÇED raporu ve izin verdiniz. Tarsus’ta geniş bir tarım ve orman alanına çimento fabrikası ve bu fabrikaya ait ham madde sahaları kurulmak için ÇED gerekli değildir raporu verdiniz. Ayrıca Turunçlu, Değirmençay ve Hamzabeyli mahallelerinde yayla turizminin yapıldığı, tarım ve ormanlık alanlarla birlikte yerleşim alanlarına çok yakın alanda 4 ayrı taş ocağı için izin verdiniz. Mersin’de çevre ve insan sağlığına zarar verecek bu yarımları da görmezden geldiniz. Bu raporları verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı.”